3 Ocak 2012 Salı

Bir süredir ifadesiz bir suratla bilgisayar ekranına bakıyorum.

Coldplay dinleyerek bir süredir ifadesiz bir suratla bilgisayar ekranına bakıyorum.

İfadesiz bir suratla bilgisayar ekranına bakarak bir süredir Coldplay dinliyorum.

Bir süredir ifadesiz bir Coldplay ekranında suratla bilgisayar dinliyorum.

Bazı şeyler saçmalandığı müddetçe vardır.

Bunlardan biri de benim galiba.

Yine de aramızdaki bu tanımsızlığın,

Hoş bir yanı var.

1 Ocak 2012 Pazar

gece söylenmeleri..

Adam elindeki bira şişesini sımsıkı tutuyordu. 
             Esmer bir kadına benziyordu adamın elinde bira şişesi.  Bir an bıraksa yere düşecek ve kırılacaktı kadın, tutkular dökülecekti yere herşey bitecekti sanki.
            Porsuğa karşı bir banka oturdu adam,  biraz etrafı izledi ve biradan bir yudum aldı.  Hava soğuktu, belli belirsiz inceden bir yağmur yağıyor gibiydi şehrin üstüne. Adamın kafası karışıktı, bulanıktı, iğrençti.  Bir gecede binlerce kadını bile düzse, mutlu olamayacağını düşündü. 
             Mutsuzluğunun nedenlerini bir şişeye koymuş yudumluyordu. Asla  bilemeyecekti o nedenleri.  Siktiği dünyaların içinde boğulmuştu. Yolunu kaybetmiş müjde ar gibi ruhu ona '' İstanbul ne tarafta hemşerim? '' diye sorarken o düzenin düzdüğü, düzülmüş bir düz insandı. Kaybetmişti, herkes gibi..
               Asla bilemeyecekti kaybettiklerini.