100 yıldır karanlık bir odada duruyorum ben,
100 yıldır elimde gaz lambası,
Ver gazı !
Yoksun.
100 yıldır haberin yok halimden,
100 yıldır kafam güzel benim,
Azrail bazılarına pas geçti ölümü,
Ölüm dünyada,
İki dudak arasında,
Bazen;
Çilekli ruj.
Bazen;
Cigara.
100 yıldır dalgaya alıyorsun beni,
100 yıldır yelkenlerimi yırttı rüzgarın,
Yolumu çevirdiğin günden beri,
Yüzüme hep trafik polisi gibi bakardın sanki.
Ne görmeyi umuyorsun memur bey?
Bizim oralarda adettir,
Sevdaya düşülünce içilir.
100 yıldır gülmedim.
Biriktirdiğim bütün kahkahalarım senin için.
Bi gelsen,
Ne iyi edersin..
Aralık 2011
Eskişehir.