17 Aralık 2011 Cumartesi

Bu şehri seviyorum ben.

Bu yazıyı birileri okuyacak.


Onları da seviyorum. 




               Geldiğim yeri bilerek gittiğim şehirlerde yenilendim. İnsanlar tanıdım yalanlar söylediler, zaman zamanda güldüler bana. Ciddiye bile almadılar bazen.  Ama aptal olmak çok zor bir şey benim için.  Olacak iş değil, gören gözün karşısındaki insanı çözmesi bazen bir anda oluveriyor. Kimseyle oynamadım, inanmadığım hiçbirşeyi yapmadım.  Bu yüzden hiçbir insanın benim rüzgarımda götü donmaz rahat olsun.  Ben istemediğim sürece.


                Düşünmekten yoruluyorum bazen, sürekli ve hızlı düşünüyorum. Çok fazla şey düşünüp bunları birbiriyle ilişkilendirmeye çalışıyorum.  Gerçekleri bilmek istiyorum. İnsanların zihinlerini okumak ve inanıyormuş gibi numara yapmak istiyorum.  Onlar anlatsınlar bende yalanlarını dinleyeyim istiyorum.  Ben yalanlar mı duymak istiyorum ?  Öeeehh bu iş çok çetrefilliymiş !


                 Kötü biri olabilirdim pekala. Belki de yeteri kadar iyi değilimdir. Evet ağzım bozuk, ama yeri gelince fransız hanımefendileri gibi de olabilirim. Ayarsızım, insana yönelik heyecanımı kontrol edemiyorum. Bu bazen bir sakız kutusunda kendini belli ediyor.  Şu bir gerçek ki; o sakızlar benim zaafım yüzünden o gece yere düşseydi üzülürdüm. Neyse siktir et.


                  Çok yalnızım, bildiğin gibi değil.  Çok fazla insan var çevremde. Tıklım tıklım caddeler, sokaklar, okullar, derslikler, ümitlerim bile kalabalık anasını satim. Ümitler bu kadar kalabalık olmamalı.  Şansa bak ki; domino taşı gibi dizmişim hepsini, bir ümit sarsılsa diğerleri de yerle bir oluyor. Yoo dostum yo. Böyle olmamalı, sen benim gibi yapma.
                  
                 Seks, anlık bişi. İki insanın birbirini doğası gereği tatmin etme çabası, ama yeterli değil. Sabah olduğunda ne hissettiğin, dün gece ne yaşadığından daha önemli. Şiit, bunu kimse bilmiyor ama sabah olduğunda çoğu insan pişman yaşadıklarından. Çünkü yeterince sevmemişler, ama duuur ! nefes alsın yeter dimi lan. Hadi bi daha söyle, aynı şarkıyı kusana kadar bi daha dinle.  Sevmediğin insanla bedensel tatmin amaçlı yaşadığın her şey; banka müdürü senin işini daha sorunsuz ve çabuk halletsin diye dosyanın arasına para sıkıştırmana benziyor. Bana darılma ama o yaşadığın her neyse aynen buna benziyor. 


                 Geleceğe dair büyük bir belirsizlik içindeyim.  Önümde koca bir sis bulutu var ve öğlen bir türlü olmuyor. Kör bir sabah vaktindeyim sisin dağılması için koca bir günü devirmek gerekiyor. Bunu yapabilecek miyim?  Bunu bildiğim halde sis dağılsın diye hiç çabam yok sadece bekliyorum. Bazen gözüm kan çanağına dönüyor ağlamaktan ama yine ertesi gün okula gidip geçmişi pandikliyorum. Bölümüm bunu gerektiriyor, yapacak bişi yok.  Bölümüm gereği dikiz aynalarım daima tertermiz olmalı, arkada neler oluyor bilmeliyim.  Arkada bi de götüm var, ah evet.  Siz metacı erkekler için korunması gereken bir başka uzuv.


                   Yaptığım şey edebiyat değil, sanat hiç değil. Ama yazmak dünyaya koca bir siktir çekmek gibi. Bunu yaparken edebi kaygıya düşmek anlamsız çünkü yazmak benim için sana, ona, buna, şuna küfür etmek gibi olağan bişi. Bunu yaparken osmanlıca bilmeye de gerek yok bak.  Sadece yazıyorum, kitap çıkarmayacağım muhtemelen ama öldükten sonra azot döngüsüne karışmakta istemiyorum. Bişiler kalsın arkada dimi ? Bilemedim bak şimdi. Neyse, bunu düşüneceğim.


                 
                    Seviyorum dedim ya yazının başında.  Seni sevmiyorum insanoğlu, yıllardır seviyormuş gibi davrandım hep. Sen arkamdan türlü katakulliler çevirdin ama sustum koca insanlık.  Sana inanmak istediğim için kendime ve senin kurduğun düzene katlanmaya çalıştım insanlık.  O kadar büyük görme kendini, bi sike benzemiyorsun.  Mayalar gibi siktiri yiyeceğiz biz de. O gün gelince görücem ben seni yüce insanlık, büyük insanlık.


                    Hadi bi daha ki yazımda görüşürüz.


 Al ahanda bu kozalak, götüne sokarsın insanlık. 
 Şaka lan şaka dinle bak çok güzel söylemiş Frank.

                 
       
                 
               
                  
                 


                 


                  


                 
            



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder